Merhaba!
Bu benim ilk blog yazım kendimi rahat hissetmek ve daha rahat yazabilmek için araştırmayı çok sevdiğim ve ilgi duyduğum yunan mitolojisinden bir şeyler paylaşmaya karar verdim. Okuduğum ve yararlandığım kaynağımı yazımın sonunda seninle paylaşıyor olacağım. Bugün ki konumuz herkesin kulak aşinalığı olan Truva Savaşı. Sparta Kralı Menelaos'un güzeller güzeli eşi Helen'in Truvalı Paris tarafından kaçırılmasıyla tetiklenen bu savaş yunan mitolojisinde ve edebiyatında gerçekten çok önemlidir. Bu savaşa biraz yakından bakalım. Thetist ve Peleus'un düğününde Eris üzerinde 'en güzeline' yazan bir altın elmayı Hera,Athena ve Aphrodite'e doğru atarak art niyetli bir şekilde güzellik yarışmasının fitilini ateşler. İnanılmaz derecede güzel olan bu üç tanrı ödülü almak için rekabete girer. Elmayı tanrıçalardan birine Zeus'un vermesini isterler. Zeus haliyle bu topa girmeyerek daha önce adaletiyle tanrıların gözüne giren Paris'in yapmasını ister. Zeus tanrıçaları Paris'e götürmek üzere Hermes'e emir verir. Verdiği kararın savaşla sonuçlanacağı bilmeyen Paris için seçim oldukça cüretkardır. Her tanrıça ona farklı farklı vaatler verdi. Ama Paris güç ve cinselliğe karşı koyamadı. Yani Paris, Helen ve Aphrodite'i seçti. Bu olay Lucas Cranach'ın 'Paris'in Yargısı' adlı eserine konu olmuştur o tabloyu da buraya ekliyorum. Bu olaydan sonra Paris 19 gün boyunca Sparta'da Menelaos'un misafiri oldu. Onuncu gün Menelaus Girit'e dedesinin cenazesine gitmek zorunda kalır. Bu sırada Paris Aphrodite'in yardımıyla Helen'le yatar ve kadını kaçırır. Bu konuda Helen ile ilgili çok farklı tasvirler de var. Onun ahlaksız bir kadın olduğunu veya kaçırdığı kişinin Helen değil onun buluttan bir hayali olduğu gibi. Ne olursa olsun Paris Yunan misafirperverliğini kötüye kullandı. Birinin eşini kaçırmak onlara göre büyük uğursuzluklara sebep olurdu. Helen küçük kızı Hermione'yi bırakıp, eşinin de mallarının büyük bir kısmını alarak Paris'le yola çıktı. Üç gün sonra Helen Truva'da saygıyla karşılanıp Paris ile evlendi. Menelaos onların kaçtığını fark edince Truva'ya gidilmek üzere ordu kurulması emri verdi. Ağabeyi de bunu destekledi ve krallara bu durumda Helen'in kocasına verilmesi gerektiğini ve onların yeminlerini hatırlattı. Çoğu kral buna gönüllüydü fakat hepsi değil. Odysseus yelken açmamak için deli taklidi yapmaya kalktı. Yunanlı elçilerle beraber gelen Palamedes onun bir dolap çevirdiğini fark edenince Odysseus'un bebeğini kucağına alarak onun kılıcıyla tehdit etti. Haliyle Odysseus savaşa katılmak zorunda kaldı ama Palamedes'i asla affetmedi. Bu yüzden içerisinde ihanet sözleri olan bir mektupla Palamedes'in ölümüne sebep oldu. Hatta Palamedes'in çadırını altınla doldurdu. Mektup okunup altınlar bulununca kendisi hain ilan edilip taşlanarak öldürüldü. Bu olay Yunanlılar eve dönerken büyük bir üzüntüyle karşılandı. Eskiden Yunan Devletleri için Truva'da savaşmak çok önemliydi. Homeros'un İlyada adlı eseri bu konulara da değinir.
Yunanlılar Truva yolunda korkunç bir fırtınaya yakalanarak anayurtlarına kadar sürüklendiler. Doğayı karşılarına alan Yunanlılar ya çok sert rüzgarlara ya da hiç esmeyen havalara maruz kaldılar.
Truva'ya vardıklarında savaş başlamadan önce uzlaşmak için son bir girişimde bulundular. Helen ile birlikte alınan tüm mülklerin iadesi için çağrıda bulundular. Yunanlıların bu taleplerini geri çevirdiler. Bu artık savaş demekti. Truvalılar, Yunanlıların sahile çıkmasına engel olmaya çalıştılar. Ordunun öncüsü Protesilaos gemiden atladı ve birçok Truvalıyı öldürdükten sonra Hektor'un saldırısı sonucu öldü. Sahile doluşan Yunanlılardan korkan Truvalılar şehre çekildi. Böylelikle on yıl sürecek kuşatma başladı. Truva Savaşıyla ilgili bir takım kilit olaylar var aslında. Bunlardan en çok dikkatimi çeken Truvalı Prens Troilos. Kendisinin 20 yaşına kadar yaşadığı taktirde Truva'nın düşmeyeceğine dair bir kehanetin oluşu. Kendisi Apollon'a ait bir tapınakta pusuya düşürülüp öldürüldü. Ressamların yaptığı vazolarda bunların farklı tasvirlerini görebilirsin. Kendisinin Cressida ile yaşadığı aşk resimlere hatta Shakespeare'in Troilus ve Cressida (1602) adlı eserine de konu olmuştur.
Truva kırsallarını talan ettiler hatta İda Dağı'na giderek sürüleri bastılar. Akhilleus'un zaferleri tüm dünyaya yayıldı. Çoğu şehri ele geçirdi.
İlyada'da sona doğru yaklaştıkça Truva'nın en yüce evladının öldüğü fakat şehrin hala ayakta olduğu görülür. İlyada'nın yazılmasına neden olan büyük Yunanlı savaşçı Akhilleus savaşta ölür. Onun ölümsüz ya da ölümden sonra çok mutlu bir hayatı olduğuna inanmak istemişlerdir. İbykos adlı ozan, Akhilleus'un Cennet Bahçeleri'nde Medeia ile evlendiğini kurgulamıştır.
Helenos Truva'nın Akaların Herakles'in yayına sahip olmadığı sürece fethedilemeyeceği kehanetinde bulundu. Harekete geçen kurnaz Odysseus, Philoktetes'in yayı kullandığı yer olan Limnos'a gitti. Philokteyes yaralandı. Truva'da yarası iyileşti ve Paris'i vurdu. Paris'in ölümünden sonra kardeşleri Helen ile kim evlenecek tartışması çıktı. Odysseus kendini gizleyerek Truva'ya dilenci kılığında girdi. Helen onu fark etti ama ihanet etmedi.
Şehre girmek için çok yol deneyen Yunanlılar herkesin bildiği tahta at fikrini uygulamayı düşündüler. Gariptir ki bu savaşı elen alan kitaplarda Tahta At temasında çok bahsedilmemiştir. Yunan anlatımlarına göre bir role sahip değildi. Bu Tahta At fikri Odysseus ya da Athena'dan çıktığı düşünülüyor fakat mimar Epeios tarafından inşa edildi. Yapı çevredeki ağaçlardan bir at görünümünde ve alt gövdesinde iki kapak olacak şekilde yapıldı. Üzerinde 'Evlerine dönecek olmanın şerefine, Yunanlılar bu armağanı bir teşekkür olarak Athena'ya adıyor.' ifadesi yer alıyordu. Atın içinde savaşçılar vardı ve otuz işgalcinin adından söz edilmiştir. İstila güçlerinden geri kalanlarda kampı ateşe verdi. Sabah olunca terk edilmiş kampı ve tahta atı gören Truvalılar Yunanlıların gittikleri düşüncesine inandılar. Tahta Atı armağanı sanan Truvalılar şehrin ortasına kadar sürüklediler. Tüm günü tapınaklarda neşeyle geçiren Truvalılar işgalden habersiz uykuya daldıklarında Yunan filosu harekete geçti. Hektor ve Truvalıların 'At Terbiyecileri' olarak bilinmesine karşı yıkımın tahta at ile olması bir ironidir. Yunanlılar Truva'yı işgal etti ve bu güçlü şehir cinayet, tecavüz ve esarete maruz kaldı. Helen gerisin geri gitmek üzere gemiye bindirildi. Beni çok üzen Kassandra, Aias tarafından Athena tapınağında tecavüze uğradı. Hektor'un oğlu öldürüldü. Polyxena da Akhilleus'un vasiyetiyle mezarı üzerinde kurban edildi. En önemlisi de Aieneias, yaşlı babasını alevlerden kurtararak İtalya'daki Latium'da yeni bir hayata başladı. Bu hayat büyük bir geleceğe sahip olacak Roma'nın tohumlarını ekti.
Bir yerde okumuştum bunu da eklemeden geçemeyeceğim. Mustafa Kemal Paşa büyük zaferden sonra İzmir'e uzanırken yanındakilere 'Truva'nın Öcünü Aldık.' demiş. Bunun özünde Truva'nın Yunan değil bir Anadolu Şehri olduğunu hatırlatmak ve zarif bir kinaye yapmak istemesidir. ❤
Eğer bu konulara ilgiliysen daha kapsamlı okumanı tavsiye ederim. Her karakterin farklı bir etkisi söz konusu. Etkileneceğine eminim. Ben bu yazıyı yazarken Stephen P. Kershaw-Yunan Mitolojisi Rehber Kitabı'ndan yararlandım. Bunun yanı sıra Yunan Mitleri-Robert Graves, Yunan Mitolojisi-Karl Kerenyi kitapları da sana yardımcı olacaktır. Diğer yazılarımda dilersen kişileri de ele alabiliriz. Özellikle Kassandra'yı anlatmak istiyorum sana.😊 Konuya ilgisi olduğunu bildiğin ya da okumasını istediğin arkadaşlarınla paylaşmayı, yorum yapmayı unutma. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle hoşçakal👋❤
Harika bence karakterleri de yorumlayabilirsin. Önerdiğin kitapları da okuyacağım :))))
YanıtlaSilBence daha samimi olmasın
YanıtlaSilDöktürmüşsün ❤️����
YanıtlaSiltebrik ediyorum ilk yazın muazzam 🙏🏻
YanıtlaSilTekrar tekrar okurum çoook hoj
YanıtlaSilbencede öyleee
YanıtlaSilKesinlikle karaktrlere de deginmelisin çok bilgilendirici 💞
YanıtlaSilBence tarihsel farklı konulara da değinmelisin
YanıtlaSilçok iyi
YanıtlaSilbu ve bunun gibi yazılarda oldukça başarılı olduğuna eminim. İçindeki yeteneği de ortaya koymuşssun zaten. Okurken keyif aldım. Muazzamsın böyle devam et :)
YanıtlaSilbu ve bunun gibi yazılarda oldukça başarılı olduğuna eminim. İçindeki yeteneği de ortaya koymuşssun zaten. Okurken keyif aldım. Muazzamsın böyle devam et :)
YanıtlaSilBeni şaşırtmadın her zamanki gibi efsane anlatım hep böyle yazılar bekliyoruz 🥰
YanıtlaSilMükemmel
YanıtlaSilAnlatımına ve üslubuna bayıldım
YanıtlaSilbu ilk yazın olamazz çok iyi devamını heyecanla bekliyorumm 😍😍
YanıtlaSil