Ana içeriğe atla

Doğal Taşlar ve Hikayeleri

  Doğal taşlar bazılarımız için batıl kabul edilse de, hayatımıza fazlasıyla olumlu enerji yaydığına inanıyorum. Zaten geçmişten günümüze çoğu medeniyette de kullanılmıştır ve farklı efsaneleri vardır. Bir doğal taş aldığımızda onun olumlu enerjisinden yararlanmak isteriz. Çoğu insanın bilmediği durum şudur ki taşa bizden önce dokunan çok kişinin olması. Aldığımız doğal taşın nötrlenmesi yani arındırılması gereklidir. Bir çok arındırma yöntemi vardır. Benim en çok tercih ettiğim yöntem 1 gün boyunca toprakta gömülü olarak bırakmak. Bu süreyi beklemek istemiyorsan akan soğuk suyun altında 3-5 dakika arası bekletmek, adaçayı veya lavantayla tütsülemek gibi farklı yöntemleri de kullanabilirsin. Herkesin söylediği gibi niyet çok önemlidir. Taşının belli bir özelliği olabilir ama niyetine göre enerjiyi kullanabilirsin. Taşını arındırdın, bir niyetinde varsa benim tavsiyem ay ışığında bekletmen. Çoğu astrolog da bunu önerir. Doğal taşının şarj olması ve arınmasında ay ışığı önemli rol oynar. 

 Bazı kristallerin temel özelliklerinden, hikayelerinden ve geçmişinden bahsetmek istiyorum.

Ametist
 Ametist enerjinizi yükseltir. Depresyonu ve öfkeyi kontrol altına alır. Bağımlılıkta ve strese karşı savaşınızda çok önemli bir taştır.
 Bir efsaneye göre Antik Yunan'da şarap tanrısı olan Dionysos, bir insanın kendisine hakaret etmesine öfkelenir ve karşısına çıkacak ilk insandan bunun intikamını alacağına dair kendisine söz verir. İntikam almak için kendisine kaplanlar yaratır ilk ölümlünün yenmesini ister. O sırada güzeller güzeli Ametist, Tanrıça Diana'ya dua etmeye giderken kaplanlarla karşılaşır. Tanrıça Diana, Ametist'i saf kristale çevirerek acı çekmesini engeller. Bu harika heykeli gören Dionysos, öfkesinin masum bir ölümlüye verdiği zararı görünce şaraptan göz yaşları döker. Dionysos'un döktüğü bu şaraptan göz yaşları, saf kristal kuvarsa dönüşmüş Ametist'in üzerine dökülür ve kuvarsı mora dönüştürür. Böylece Ametist taşı oluşmuş olur. 
Pembe Kuvars
 Aşk demeyelim de sonsuz sevgiyi temsil eden bir taştır. İç barışı ve huzuru sağlar. Bedenin direncini arttırır. Kalbi rahatlatır.
 Efsaneye göre, aşk tanrısı Roma tanrısı Cupid yada aşkın yunan tanrısı Eros, insanlara sevgi armağanını pembe kuvars şeklinde bahşeder. Bir başka efsanede, rengini kandan aldığı Aprodite kana onun ölmekte olan sevgilisi Adonis'i kurtarmaya çalışırken döküldü. İki sevgili taşa çarptı ve kalıcı lekesi sonsuz sevgiyi temsil etti.
Peridot
 Korku ve siniri yatıştırır. Uykusuzluğa iyi gelir. Neşe ve mutluluk hissi verir. Beden zihin dengesini sağlar. 
 Eski Mısırlılar 2000-2500 sene önce bu taşı çıkarmaya başladılar. Kleopatra'nın en sevdiği değerli taş olduğu bilinmektedir. Peridot ismi Yunanca peridona yani 'bolca vermek' anlamına gelir. Halk arasında yılan taşı olarak da bilinir.
Labradorit
  Konsantre attırmada bire birdir. Gözler için çok faydalı olduğu söylenir. Astral seyahat çalışmalarında yardımcıdır, ruhsal gözünüz olur.
 Çok eski çağlarda inşaat temellerine konulurdu. Bu taşın bulunduğu temellere yapılan evlerin şans,huzur ve mutluluk getireceğine inanılırdı.
Akuamarin
 Düşünce yapımızın berrak olmasını sağlar. Daha rahat tercih yapmamıza yardımcı olur. Cesaret ve özgüven arttırıcıdır.
 Akuamarin taşının ünü Eski Yunan ve Roma dönemine dayanır. Mavi kristal denizcilere ve deniz yoluyla seyahat edenlere güvenli yolculuk sağlayacağına inanılırdı. Deniz hastalıklarını engellediği de düşünülürdü. Eski Romalılar suyu arıtmak için bu taşı kullandılar. Öyle ki akuamarinden kadehler yaptılar. Latince'de 'deniz suyu' anlamına gelir. Eski Mısırlılar da akuamarinin deniz tanrıçaların taşı olduğuna inanırdı. Taşı muska ve ağrı kesici olarak üzerlerinde taşırlardı. Antik Mısırlıların mumya mezarlarında akuamarin boncuklar da bulunmuştur. 
Yeşim Taşı
  Cilt için harika bir kristal. Kan dolaşımını arttırır. Merhamet, cömertlik taşı olarak da bilinir. Tılsım olarak kullanılabilir çok güçlüdür.
 Binlerce yıldır Çin'de kullanılıyor. M.Ö. 3000 civarlarında yeşim Çin'de kraliyet cevheri olarak tanınırdı. Asya kültüründe çok önemli bir yere sahiptir. İyi şans getireceğine inanmışlardır. Ayrıca Antik çağlarda böbrek ve diş hastalıklarına iyi geldiği düşünülmüştür. 
 
 Severek kullanılan bu taşlardan bahsetmek istedim sana. Konuya hakim olabilmen adına (ki bende araştırarak gelişiyorum) yavaş yavaş ilerliyoruz. Taşlarla/Kristallerle ilgili aklımda farklı konular da var. İlerde onlara da değineceğim. 💬Yorum okumak çok hoşuma gidiyor. Dilersen bana yorum yapabilirsin. Sevgiyle kal. ❤

Yorumlar

Yorum Gönder

Yorumların benim için önemli.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lilith Efsanesi

 Konumuz feminizmin doğuşu olarak görülen kötülüklerin anası Lilith. Efsaneye göre Adem'in Havva'dan önceki ve ilk eşidir. Musevilik ve Hristiyanlıkta da kendisinden söz edilir. Güneş kızılı saçları, ela gözleri, bembeyaz ve zarif bedeniyle tasvir edilir. Adem ile aynı topraktan yaratıldığı söylenir. Efsanede burada başlar zaten. Adem'in kendini üstün gördüğü her durumda Lilith aynı kilden yaratıldıklarını öne sunarak buna karşı gelir. İkisinin de eşit haklara sahip olduğunu savunur. En son Adem cinsel yaşantıda da baskın bir tutum gösterince Lilith cennetten kaçar. Lilith'in cennetten kaçması, dinler tarihinde kötü kadın olarak anılmasına yol açar. Cennetten kaçan Lilith Kızıl Deniz yakınlarında bir mağaraya sığınır ve iblislerin kralıyla evlenir. Bu evlilikten doğan 100 çocuğun iblisler ve cinler olduğu söylenir. Lilith'e aşık olan Adem onun cennete dönmesini ister. Tanrı ilk kulunun isteğine 3 meleğini göndererek cevap verir. Lilith yaptığı evliliğin de sebebiyle...

Aphrodite & Arsilyan

Merhabalar size bugün hayallerimi süsleyen bir konuyla geldim. Benim için çocukluktan beri anlamı olan ve zamanla asıl tarihini öğrendiğim deniz kızları hakkında yazmak istiyorum. Benim maceram Deniz kızı Ariel ile başladı küçükken. Sonrasında mitolojiye ilgi duydum ve bunun arkasında yatan şeyin mitolojik bir bağlam olduğunu öğrendim. Bu beni daha da heveslendirdi. Bu tarz yazılar yazmaya daha yatkın hissettim kendimi. İki en sevdiğim konu iç içe. Hadi simdi konuya hakim olmayanlar için anlatmaya başlayalım :)  Tanrı önce suyu yarattı. Su yaratılışın başlangıcıdır ve bütün canlılarda sudan yaratılmıştır. Su bütün din kitaplarında kâinatın özü olarak kabul edilir ve yaratılışın kaynağı olması yanıyla doğurganlığında temsili olan su, hem hayat vericidir hem de temizleyici ve arındırıcı özelliğiyle bilinir. Suyun doğuşuyla hayatın içindeki canlıların varlığı merak ediliyordu. Ve yavaş yavaş keşfetmeye başladılar.  Yunan mitolojisindeki Aphrodite’nin doğuş hikayesi şöyledir: Kron...