Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aphrodite & Arsilyan

Merhabalar size bugün hayallerimi süsleyen bir konuyla geldim. Benim için çocukluktan beri anlamı olan ve zamanla asıl tarihini öğrendiğim deniz kızları hakkında yazmak istiyorum. Benim maceram Deniz kızı Ariel ile başladı küçükken. Sonrasında mitolojiye ilgi duydum ve bunun arkasında yatan şeyin mitolojik bir bağlam olduğunu öğrendim. Bu beni daha da heveslendirdi. Bu tarz yazılar yazmaya daha yatkın hissettim kendimi. İki en sevdiğim konu iç içe. Hadi simdi konuya hakim olmayanlar için anlatmaya başlayalım :)  Tanrı önce suyu yarattı. Su yaratılışın başlangıcıdır ve bütün canlılarda sudan yaratılmıştır. Su bütün din kitaplarında kâinatın özü olarak kabul edilir ve yaratılışın kaynağı olması yanıyla doğurganlığında temsili olan su, hem hayat vericidir hem de temizleyici ve arındırıcı özelliğiyle bilinir. Suyun doğuşuyla hayatın içindeki canlıların varlığı merak ediliyordu. Ve yavaş yavaş keşfetmeye başladılar.  Yunan mitolojisindeki Aphrodite’nin doğuş hikayesi şöyledir: Kron...
En son yayınlar

Kara Kediler

     Yaygın bir inanışa göre kara kedilerin uğursuz olduğu ve kötülüklerle bağdaştığı düşünülür. Oysa ki bu boş bir düşünceden başka bir şey değildir. Aksine Antik Mısır'da kediler çok kıymetliydi. Mısır Mitolojisindeki Bast siyah bir kedidir ve tanrıça olarak bilinir. Zaten Antik Mısırda kedilere duyulan saygı herkes tarafından bilinir. Kraliyet için özel kediler yetiştirilirdi ve bu kediler sahiplerinin tabağından yemek yerlerdi. Antik Mısır da kedi öldürmek çok büyük bir suçtu. Öyle ki ölen siyah kediler tıpkı insanlar gibi mumyalanırdı. Yapılan kazılarda da çok fazla mumyalanmış siyah kedi bulunmuştur.  Kedilerin gözden düşmesi aslında ortaçağ ile birlikte başlamıştır. Bunun sebebi de kedilerin cadılıkla ilişkisi olduğu düşünülmesi. Batı tarihinde kötülük sembolü olarak görülen kedilerden haliyle halkta uzak durmaya başlar. Hatta Ortaçağ Avrupası'nda cadıların kedi kılığına girdiği, cadıların büyü yapmak için kara kedilerin kafa taslarını kullandığı gibi birçok s...

Lilith Efsanesi

 Konumuz feminizmin doğuşu olarak görülen kötülüklerin anası Lilith. Efsaneye göre Adem'in Havva'dan önceki ve ilk eşidir. Musevilik ve Hristiyanlıkta da kendisinden söz edilir. Güneş kızılı saçları, ela gözleri, bembeyaz ve zarif bedeniyle tasvir edilir. Adem ile aynı topraktan yaratıldığı söylenir. Efsanede burada başlar zaten. Adem'in kendini üstün gördüğü her durumda Lilith aynı kilden yaratıldıklarını öne sunarak buna karşı gelir. İkisinin de eşit haklara sahip olduğunu savunur. En son Adem cinsel yaşantıda da baskın bir tutum gösterince Lilith cennetten kaçar. Lilith'in cennetten kaçması, dinler tarihinde kötü kadın olarak anılmasına yol açar. Cennetten kaçan Lilith Kızıl Deniz yakınlarında bir mağaraya sığınır ve iblislerin kralıyla evlenir. Bu evlilikten doğan 100 çocuğun iblisler ve cinler olduğu söylenir. Lilith'e aşık olan Adem onun cennete dönmesini ister. Tanrı ilk kulunun isteğine 3 meleğini göndererek cevap verir. Lilith yaptığı evliliğin de sebebiyle...

Doğal Taşlar ve Hikayeleri

  Doğal taşlar bazılarımız için batıl kabul edilse de, hayatımıza fazlasıyla olumlu enerji yaydığına inanıyorum. Zaten geçmişten günümüze çoğu medeniyette de kullanılmıştır ve farklı efsaneleri vardır. Bir doğal taş aldığımızda onun olumlu enerjisinden yararlanmak isteriz. Çoğu insanın bilmediği durum şudur ki taşa bizden önce dokunan çok kişinin olması. Aldığımız doğal taşın nötrlenmesi yani arındırılması gereklidir. Bir çok arındırma yöntemi vardır. Benim en çok tercih ettiğim yöntem 1 gün boyunca toprakta gömülü olarak bırakmak. Bu süreyi beklemek istemiyorsan akan soğuk suyun altında 3-5 dakika arası bekletmek, adaçayı veya lavantayla tütsülemek gibi farklı yöntemleri de kullanabilirsin. Herkesin söylediği gibi niyet çok önemlidir. Taşının belli bir özelliği olabilir ama niyetine göre enerjiyi kullanabilirsin. Taşını arındırdın, bir niyetinde varsa benim tavsiyem ay ışığında bekletmen. Çoğu astrolog da bunu önerir. Doğal taşının şarj olması ve arınmasında ay ışığı önemli rol oy...

Biz Kadınlar Gerçekten Cadı Mıyız?

Geçmişten günümüze kadınların hep bir adım geride durması beklenir. Kadının her zaman toplumda çizgilerini geçemeyeceği bir rolü vardır. Öyle düşünülür. Kadın en başından beri pişiren, doyuran ve çekip çevirendir. Olayların sürekliliğini hep kadının sağlaması beklenir. Her zaman erkeğin dedikleri doğrultusunda hanım hanımcık olması gerekir. Peki bunu yapmayan kadın? Erkeğin alanına girmeyen  bunu yapmayan kadına da evet bildiniz. Tabi ki 'cadı' derler.  Cadı doğa üstü güçleri olan ve bunları kötüye kullanan kişi olarak tasvir edilir. Cadılık dünyanın her yerinde ve kültüründe kabul görülür. Büyücülük ile yakından ilişkilidir.  Mistisizmle ilgilenen kişiler cadılığı şöyle tanımlar: " Cadılar; kötüdürler, olumsuz ve yıkıcıdırlar. Mistik bilimlere dair uzmanlıkları inanılmaz güçlerle donatır onları. Olayların akışını ve insanların hayatını, zarar vererek değiştirebilirler. Amaçları çok büyük bir zenginliğe ulaşmaktır. Bu da, sadece diğerlerine zarar vererek elde edilebilir....

Yunan Mitolojisi ve Truva Savaşı

Merhaba!  Bu benim ilk blog yazım kendimi rahat hissetmek ve daha rahat yazabilmek için araştırmayı çok sevdiğim ve ilgi duyduğum yunan mitolojisinden bir şeyler paylaşmaya karar verdim. Okuduğum ve yararlandığım kaynağımı yazımın sonunda seninle paylaşıyor olacağım. Bugün ki konumuz herkesin kulak aşinalığı olan Truva Savaşı. Sparta Kralı Menelaos'un güzeller güzeli eşi Helen'in Truvalı Paris tarafından kaçırılmasıyla tetiklenen bu savaş yunan mitolojisinde ve edebiyatında gerçekten çok önemlidir. Bu savaşa biraz yakından bakalım. Thetist ve Peleus'un düğününde Eris üzerinde 'en güzeline' yazan bir altın elmayı Hera,Athena ve Aphrodite'e doğru atarak art niyetli bir şekilde güzellik yarışmasının fitilini ateşler. İnanılmaz derecede güzel olan bu üç tanrı ödülü almak için rekabete girer. Elmayı tanrıçalardan birine Zeus'un vermesini isterler. Zeus haliyle bu topa girmeyerek daha önce adaletiyle tanrıların gözüne giren Paris'in yapmasını ister. Zeus tanrı...